"ABD borcu yoksullara ödetiyor"
Washington’dan gelen son haberlere göre, ABD’nin tarihinde ilk kez temerrüte düşmesi son anda engellendi, daha doğrusu ertelendi.
ABD Başkanı Joe Biden yazılı açıklamasında, borç limiti konusunda Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy ile prensipte anlaşmaya vardıklarını bildirdi. Biden, “anlaşmanın bir uzlaşmayı temsil ettiğini, bunun da herkesin istediğini elde edemediği anlamına geldiğini” belirtti.
ABD basınında yer alan haberlere göre, Beyaz Saray ile Cumhuriyetçiler arasında uzun süren müzakerelerinden ardından sağlanan anlaşma kapsamında borç limitinin 2 yıllığına artırılması öngörülüyor.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, borç limitinin artırılmaması halinde 5 Haziran itibarıyla nakit sıkıntısı çekilebileceği uyarısında bulunmuştu.
HEGEMONYA İLE İLGİLİ KORKU
Dış İlişkiler Konseyi’nin (CFR) yayın organı olan Foreign Affairs’te çıkan bir makalede ise “anlaşmazlık sonucu oluşabilecek bir temerrüdün ABD hegemonyasını olumsuz etkileyeceği” değerlendirmesi yapıldı.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü, Uluslararası Çalışma Örgütü ve Avrupa Merkez Bankası'nda çalışmış bir ekonomist olan Filippo Gori ise Foreign Affairs’te yazdığı makalede temerrüt riskinin ABD’ye küresel çapta darbe vuracağına işaret etti. Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında hesaplaşmanın giderek daha acil bir hal aldığını belirten Gori, “ABD bu yılın ocak ayında teknik olarak borç üst sınırına ulaştı ve ABD Hazine Bakanlığı'nın Washington'u sınırlar içinde tutmak için kullandığı araçlar daha fazla işe yaramayacak. Cumhuriyetçiler ve Demokratlar haziran sonuna kadar bir anlaşmaya varamazlarsa, ülke tarihte ilk kez temerrüde düşecek.” değerlendirmesinde bulundu.
ABD yönetimi krizi atlatabilmek için harcamaları kısmaktan bahsediyor. Hangi harcamaların ne kadar kısılacağı ise belirsizliğini koruyor. Ancak çok net olan şey ABD’nin askeri harcamalar konusunda dünyada birinciliği koruduğu ve silah şirketlerinin karlarını sürekli artırdığı.
ABD’li uzmanlara göre, ABD’nin uzun süredir askeri teknolojiye ve okyanus savaş gemilerine yaptığı yatırımlar savunma alanında diğer ülkelerin üstünlük sağlamasına yol açtı. Oysa Pulitzer ödüllü coğrafya profesörü Jared Diamond,”ABD, işgale karşı neredeyse dokunulmazdır. Bağımsız bir ulus olarak tarihimiz boyunca hiç işgal girişimine sahne olmadık” diyor.
SAĞLIKTA SAĞLIKSIZLIK
ABD demokrasisini öven, başka ülkeleri pervasızca diktatörlükle suçlayan UCLA profesörü Diamond, iki alanda yapılan harcamaların azalmasından yakınıyor: Eğitim ve sağlık.
Sağlıkla ilgili verilerde ABD ortalama yaşam süresi, bebek ölüm oranı ve anne ölüm oranı gibi ölçütlere bakıldığında Diamond’a göre “büyük demokrasilerin gerisinde” ve “sağlıklı sonuçlar vermeyen sağlık harcamaları yapıyor”.
Başka ülkelerin yönetimlerine, iç işlerine “insan hakları” bahanesiyle müdahale eden ABD, kendi halkını sağlıksız bir yaşama, hatta ölüme mahkum ediyor.
HAPİSANELERE EĞİTİMDEN FAZLA HARCAMA
Eğitimde de durum vahim. Öğretmenler sözde “büyük demokrasiler” içinde göre ve en düşük maaşa sahip kesim.
Devletin eğitime, özellikle de yüksek eğitime ayırdığı bütçe yüzyılın başından bu yana azalıyor. Eyaletlerin hapisanelere ayırdığı bütçenin artış oranı yüksek eğitime ayırdığı bütçenin 25 katı. Bugün sonucu olarak da ABD’li uzmanlara göre ülke eğitimli işgücüne ve bilim ve teknolojiye dayalı eski rekabet gücünü yitiriyor.
ABD’nin ülkenin mali yükünü yoksulların üzerine yıkacağını söylemek yanlış olmaz.
Kaynak:Çin Uluslararası Radyosu
,Hibya Haber Ajansı